1-giris-ders-YMB ilk ders için tıklayınız.
Mimari ve yapısal tasarım yapabilmek, gereksinmelerle olanak arasında iyi bir denge kurmaya bağlıdır. Tasarımı etkileyen etmenler nesnel, öznel ya da öznel/nesnel gibi her iki türlü de olabilir. Yapı malzemeleri bu bağlamda genellikle nesnellikleri korur. İklim, deprem, yönetmelik gibi etmenler nesnel niteliktedir. Öznel olanlar ise yorum gerektiren girdilerdir.
Yapısal elemanlar, makrokozmos’tan mikrokozmos’a kadar uzanan hiyerarşik açılım sistemi içinde yer alır. Bu sistemi oluşturan her açılım düzeyi bir üst sistemin alt sistemi, bir alt sisteminde üst sistemidir.
SİSTEM AÇILIM SEVİYESİ
Makrokozmos
Dünya
Ülke
Kent
Şehirsel Bölge
Bina Kompleksi
Bina Mekan
Mekan/Yapı Elemanı
Yapı Malzemesi
………………………
Mikrokozmos
Bu hiyerarşik açılım sistemi içinde ele alınan herhangi bir düzey ve bu düzeyde yapılacak tasarım, bu düzeyin üstünde kalan üst sistemlerin verilerine uymak zorundadır.
Örneğin Erzurum’da yapılacak bir parkta kullanılacak yer döşemesi, Erzurum’un kış kenti olması nedeniyle donmaya dayanıklı olmalıdır. Bu gereklilik tasarımcının arzu ve iradesine bağlı değildir. Dolayısıyla, belirli bir sistem açılım seviyesi söz konusu olduğunda, bu sistemin üstünde kalan sistemler bu düzey için emredici niteliktedir.
Ele alınan tasarım düzeyinin üstündeki sistemler emredici, bu düzeyin altında kalan sistemler ise seçimli niteliktedir.
İklim, yön, güneşin geliş açısı, zemin karakteristikleri, tasarlanan mekanın yapıldığı yerin yapı kuralları, yönetmelikler ve gelenekler bu kapsamda ele alınır. Her mekanda insana dönük işlev alanları vardır. Mekandaki alan kullanımları belirlendikten sonra mekandaki yapısal elemanların sahip olması gerekli nitelikleri sağlamak için uygun nitelikte malzeme kullanılması gerekir. Bu yapı malzemesi, işlevi yanında görsel, estetik, renk, doku, yüzey özellikleri ile ilgili işlevleri de belirli düzeyde sağlamalıdır. Nitekim yapı elemanı tasarımında her işlev bir malzeme ile karşılanacağı gibi, farklı işlevler değişik malzemelerle de karşılanabilir.
Malzemeler mimarlıkta bir atmosfer yaratır., yapının dokusunu ve maddi özünü oluştururlar. Malzemelerin etkin olarak nasıl kullanılacağını bilmek için tasarımcının önceden yapılmış olan yapılara veya malzemelerin tarihsel süreç boyunca nasıl kullanıldığına ilişkin bilgiye sahip olması, malzeme uygulamalarındaki gelişmelerin farkında olması gerekir. Bunlar birçok tasarımın geliştirilmesine yararlı bir yöntem sunabilir.
Yapım teknikleri ve malzemeler mekan tasarımının başlangıç noktasıdır; biçim, form ve mekan olanakları yaratırlar.
Peyzaj mimarının malzemeleri etkin olarak kullanabilmesi için yapım yöntemlerine ve uygulamalara ilişkin doğru bir kavrayış esastır. Yapım yöntemleri ve malzemeler bir yapının arka planındaki mimari fikrin doğrudan kendini gösterebileceği şekilde ifade edilebilirler. Ancak mimarlığın hepsi «doğru» değildir ve mimarlığı kavrarken «malzemeye sadakat» fikri esası oluşturan düşüncedir.
Mimari açıdan «doğru» olmak dürüst olmak anlamındadır. Çatıyı taşıyacak duvar yapımında tuğlanın kullanıldığı bir binada malzeme dürüstlükle kullanılıyor demektir. Tuğla duvarın da yer aldığı çelik çerçeveli bir bina doğal olarak malzemelerine karşı dürüst değildir, çünkü yapının gerçek strüktürünü «gizleme» ve başka tür bir mimari yanılsaması yaratan duygu verir. Bir yapının strüktürü her zaman açıkça dışa vurulmak zorunda değildir, bazen mimar tasarım fikrinin bir parçası olarak bir yanılsama duygusu yaratmak isteyebilir, ancak beton veya çelik iskeletli bir yapıyı tuğla bir yapı olarak göstermek malzemeye «sadakat»fikriyle çelişir.
Bazı malzemeler elde edildikleri yerle güçlü bir bağ içindedirler. Öreneğin taş, bulunduğu ya da çıkarıldığı toprağa aittr. Benzer şekilde ahşap da doğal peyzajın parçası olan doğal bir kaynaktır. Beton ve cam gibi öteki malzemeler belirli bir yerin kimliğiyle daha az bağlantılıdırlar. Tersine, her yere ait olabilecek ve her yerde yapılabilecek hammadde bileşenleri kullanarak üretim yapan endüstrinin bir parçasıdır.
Çağdaş tasarımcılar malzemeleri farklı bağlamlardan ve ortamlardan almakta, bunlarla mimarlıkta giderek daha yaratıcı uygulamalar yapmaktadır. Yapıda geleneksel malzemeleri kullanmaya yönelik standart düzen maliyet, ve sürdürülebilirlik konularının önem kazanmasıyla değişmektedir. Hangi malzemelerin üretileceği ve seçileceği, ne kadar uzaktan taşınacakları, dönüştürülmeleri ya da yeniden kullanılmalarının mümkün olup olmayacağı üzerine dikkatle düşünmek mekan tasarlayan peyzaj mimarının sorumluluğundadır.
Peyzaj mimarının mekan yapımında kullanmadan önce malzemenin doğasına, sunduğu olanaklara ve sınırlamalarına ilişkin fikre sahip olması gerekir.
Peyzaj mimarı olarak malzemenin doğasındaki değişimi kavramak belirleyici önemdedir. Malzeme çeşitliliğinden ve bunların özelliklerinden haberdar olmak tasarım olanaklarınızı genişletecektir.
Kaynak:
Farrelly, L., 2012. Yapım+Malzeme, Literatür Yayınları:647, 176 sayfa