Soğan Çorbası

Sıcak, çok sıcak, biliyorum daha da sıcak olacak. Ramazan ayı geldi. Sıcağa susuzlukta eklenince, bimiyorum durumum nasıl olacak? Antalya’da yaşamanın çok güzel yanları var. Ama yaz sıcağı bazen yaşamı gerçekten dayanılmaz kılıyor. Bugün bol bol su içebildim Allah’a şükür. Ama yarın içemeyeceğim. Bu durum bana heyecan veriyor. İnsanın bütün gün yeme içme kaygısı duymadan yaşamını devam ettirmesi çok güzel. Nefisle mücadele, zorluğa dayanma, davranışlarını kontrol etme, kötü düşüncelerden uzak durma, kısacası arınma zamanı. Hoş geldin Ramazan.

Ramazan arifesinde yemek konulu bir gün geçirdim. Diğer günlerden oldukça farklı bir gün. Bana eski bir anımı hatırlattı. Sizlerle paylaşmak istiyorum.

Dört beş yıl önce Katı Atık Yönetimi ile ilgili bir kongreye katılmak üzere Philadelphia’ya gitmiştim bir arkadaşımla. Deniz aşırı uçak yolculuğu kolay değil. Kongre oteline geldiğimizde korkunç bir diş ağrısı başladı. Normalde Jet lag yüzünden uyuyamamam doğaldı. Ama ben diş ağrısı yüzünden yatakta çaresiz bir şekilde oturuyordum geceleri. Doktor arkadaşların önerdiği içindeki ağrı kesici etken maddeleri en yüksek olabilecek bitkisel ağrı kesicilerinden maksimum dozda alıyordum. Amerika’da pek çok ilaç reçetesiz marketlerden alınabiliyor. Ama antibiyotik için doktordan reçete almak gerek. Ben de biliyorum ki iltihaplı bir diş antibiyotik tedavisi ile iltihap kurutulmadan hiç bir şey yapılamaz. Upenn (University of Pennsiylvania) de okuyan bir Adana’dan tanıdığımız bir Türk öğrenciden zar zor bulduğum bir antibiyotik sayesinde biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım. Ama hiç birşey yiyemediğim için karnım aç dolaşıyordum. Amerika’da değil cennette olsam farketmezdi bu koşullarda hayat benim için çok zordu. Seyehat tam bir fiyako olacaktı neredeyse. Bir akşam otelin resepsiyonunda çalışan ilginç görünümlü arkadaşın tavsiyesi üzerine bir italyan restoranına gittik. Menü de nefis yemekler vardı. Ama ben tek seçeneğim soğan çorbasına razı olmak zorunda idim. İtalyan usulü soğan çorbası koca bir toprak kap içinde öylesine sıcak bir şekilde sunulmuştu ki öğrenci garson kızların güzelliğini bile gölgede bırakıyordu. Bugün gibi hatırlıyorum o soğan çorbasını. Bütün akşam yedim yavaş yavaş. Dişim ağrımadı. Çok güzel bir akşam geçirdik arkadaşımla ağrısız sızısız. Sonradan öğrendim ki soğan çorbasının ağrı kesici özelliği varmış. İlaç gibi gelmiş bana çorba. Derdi veren Allah çaresini de veriyor. Bunun farkında olmak çok önemli. ben tabi ağrımı dindiren şeyin çorba olduğunu bilmiyordum.

Bu gün güzel bir yemek kitabında o soğan çorbasının tarifi vardı. Mutlaka deneyeceğim. Umarım kimsenin bir yeri ağrımaz da keyif için içer soğan çorbasını. Her ne kadar yok satsa da Özlem Mekik ile Günümüz Lezzetleri ilgi duyanlar için güzel bir yemek kitabı. Çok özenli hazırlanmış, çok beğendim. Yazarı kadar samimi ve ilgi çekici. Restorantlarda yüksek fiyatları yüzünden yemeye çekindiğimiz pekçok yemeği evde çok daha ucuza yapıp yeme imkanı sunuyor. Sevdiklerinizi şaşırtmak, onları mutlu etmek için güzel bir fırsat sevilen popüler yemeklerle sofranızı taçlandırmak. Ama ben yine kendim için soğan çorbasını bir deneyeceğim. Belki Amerika’da gibi hissesebilirim bu sayede.

Hatırlatmak istiyorum hem kendime hem size: Mutluluk için uzaklara gitmeye gerek yok. Herşey kendi kafamızda. Mutlu olmak için mutlu olmayı istemek iyi bir başlangıç. Mutlu Razamazanlar.

Bu arada Özlem Mekik Hanım’ı tanımaktan çok mutlu oldum. Mütevaziliği, içtenliği, samimiyeti ve güleryüzü ile inanılmaz saygıdeğer bir Hanımefendi. Herşeyin en güzelini hakediyor. Sevenlerinin sevgisini de hakediyor bence. Mutluluk dolu günler onunla ve sizinle olsun.