Bir Peyzaj Mimarı öğrencisi ayda bir kez tiyatro, opera ve bale yada benzeri bir gösteriyi mutlaka izlemeli. Sahne sanatlarının insanın yaratıcı gücünü artırmada ve ilham kaynağı olmada eşsiz bir yardımcı olduğunu düşünüyorum. Oyunun niteliğine ve geçtiği zamana göre dekorun tasarımı bir mekan tasarımı olarak bizler için çok güzel örnekler oluşturuyor. Mekanda hareket ise hiç bu kadar anlamlı ve güzel olamaz herhalde. O iki ya da üç saatlik süreç içinde gözümüzün önünde konsantre olaylar dizisi mekan içinde akıp gidiyor. Bu zaman akışı ve hareket bizi mekanda düşünmeye ve mekanı algılamaya sevk ediyor. Bazen koca bir festival alanının bir sahnede nasıl işlendiğine tanık oluyorsunuz. Bu hem eğlenceli hem de çok öğretici bir ders. Tasarımın pek çok ilkesini bir tiyatro ya da opera sahnesinde bulabilmeniz ve farkına varabilmeniz mümkün kılınıyor. Oran-orantı, birlik, zıtlık, tekrar, denge, devamlılık, bütünlük, hiyerarşi, uygunluk…….Ne isterseniz var.
Bu konuyu kızım Yaz sayesinde defalarca izlediğim La Boheme adlı opera’da iyice test ettim. (Söylemeden geçemeyeceğim kızım La Boheme’de ikinci perdede sahne alıyor).
Gerçek bir tasarımcı olmak isteyen Peyzaj Mimarı öğrencilerim! Tasarımcı olmak istemeyen plancı öğrenci arkadaşlarım! Olayın kültürel boyutunu da atlamamak lazım. Lütfen ayda bir iki saatinizi ve 10 TL gibi küçük bir miktar parayı sanatın önemli bir dalı olan Opera ve Bale için ayırın. İlk üç oyundan sonra ciddi anlamda keyif almaya başlayacağınızı garanti ediyorum. Sonra alışkanlık haline gelecek inanın bana. Entelektüel düzeyiniz gelişecek, kendinizi gerçek anlamda sanatçı gibi hissetmeye başlayacaksınız. Geleceğiniz için, hepimizin geleceği için, çocuklarımız için, SANATA EVET:)))))